• (324) 232 3860
  • İletişim
  • Arama Yap
  • Site Haritası
  • Anasayfa
T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MERSİN / AKDENİZ Salim Yılmaz Anadolu Lisesi Atatürk Köşesi
  1. Anasayfa
  2. YAZARLIK ATÖLYESİ

Dağların Hapsettiği Köy

Gün aydınlanmak üzereydi. Horozlar ötüyor, Köpekler havlıyordu. Binboğa dağlarının eteklerinde kırk haneli Kantoz köyünde gün başlamak üzereydi. Bu köy üç tarafı dağlarla çevrili doğu yönü açık bir köydü. Sabahın erken saatleriydi. 

0 16.05.2025 2

Gün aydınlanmak üzereydi. Horozlar ötüyor, Köpekler havlıyordu. Binboğa dağlarının eteklerinde kırk haneli Kantoz köyünde gün başlamak üzereydi. Bu köy üç tarafı dağlarla çevrili doğu yönü açık bir köydü. Sabahın erken saatleriydi. 

“Hanım, hanım kahvaltıyı hazırla da bir an önce tarlaya ekin biçmeye gideceğim,” diye bir ses duyuldu. Bu ses evin erkeği Haso’nundu.

Haso kısa boylu, kır saçlı, hafiften etine dolgun, hayatın tüm gam ve kederini sırtına almış yağmur yüklü bulutlar gibiydi. Üstündeki tüm gam ve kederi bir an evvel atmak istiyordu. Düşünceli bir yapısı vardı. Düşünceleri kurşun kadar ağırdı. İşte bu kahramanımız Haso, oturduğu yerden mutfakta çalışan karısına seslendi.

Kahvaltıdan sonra bir an önce tarlaya ekin biçmeye gitmek istiyordu. Öğlen sıcağına kalmak istemiyordu. Bir an önce ekinleri biçmek ve bitirmek istiyordu.  Bir ses duydu.

“Herif, herif kahvaltı hazır gel,” dedi.

Ses eşi Medine’nin sesiydi. Medine, beş evlat büyütmüş, büyüttüğü çocuklardan dördü evlenip şehre yerleşmişti. Yanlarında sadece on altı yaşlarında lise ikinci sınıfta okuyan Celal adında bir oğlu vardı. Celal köye on kilo metre uzaklıkta bulunan ilçeye hafta içi okumak için gidiyordu. Hafta sonu köye dönüyordu. Babasına annesine yardım ediyordu. Derslerinde başarılı bir öğrenciydi. Hayalleri vardı. Hukuk fakültesini bitirip hâkim olmak istiyordu. Haso, eşinin sesini duyunca hemen karşılık verdi.

“Tamam, tamam hanım geliyorum,” dedi.

Kahvaltıya oturdular. Kahvaltı bittikten sonra Haso; “Ben tarlaya gidiyorum,” dedi.

 Medine; “Yolun açık olsun herif,” dedi.

Haso, ekin biçmek için yola koyuldu. Ekin tarlası üç kilometre köyün dışındaydı. Yolda derin düşüncelere daldı.  Yürüdükçe adeta kafasındaki düşüncelerle boğuşuyordu. Hafiften hafiften mırıldanarak sesli düşünüyordu.

“Bu sene de kışı rahat atlatacak mıyız? Ah be!  Bu yıl da kış uzun geçti. Yağmur fazla yağmadı, ekinler başak vermedi. Geçim kaynağımız elimize avucumuzda olan sadece küçük bir tarla ve birkaç tane hayvan! Bu sene yeterince buğday alamazsak işimiz zor. Odun, yağ, şeker, patates, un alınacak.  Oğlanın okul masraflarını ne yapacağım ah ulan ah! Her sene bunları düşünmekten bağrıma ağrılar giriyor…”

Yolda söylene söylene ekin tarlasına doğru yürürken arkasından komşuları Cemal sesleniyordu.

“Haso, Haso!” 

Haso adeta bu dünyadan kopmuşçasına sesleri duymuyordu. En sonunda iç dünyasından kurtularak “Hım” dedi. Arkasına baktı. Cemal’i gördü.

“Buyur Cemal bana mı seslendin” dedi.

“He ya sana seslendim” dedi.

“Hayırdır Haso, çok dalgınsın umarım kötü bir durum yoktur.”  

“Sağ ol komşum kötü bir durum yok, ekin biçmeye gidiyorum.”

“Çok erken değil mi?”

 “Evet doğru söylüyorsun ama sabahın serinliğinde ne biçersem o. Öğlen sıcağında ekin biçmek ölüm.”

“Ha anladım dedi Cemal.

Ayak üstü biraz sohbet ettikten sonra Haso yine tarlasına takıldı.

“İş beklemez komşum, bana müsaade.”

Komşusu Haso’nun dalgınlığından bir derdi olduğunu anlayan Cemal onu yalnız bırakmak istedi.

 “O zaman sana kolay gelsin,” dedikten sonra ayrıldılar.  

Haso yoluna devam etti. Yalnız başına kalınca o sinsi düşünceler onu tekrar sardı.  Yine arapsaçına dönen düşüncelerle meşgul olmaya devam etti. Sonunda ekin tarlasına ulaştı.

Tırpanını iyice bileyledikten sonra ekin biçmeye koyuldu.

Tırpanın hışt, hışt sesini bir türküyle şenlendirdi. Kalbinden diline dökülen nağmelerle sonunda kendisini işine verdi;

“Ekin ektim çöllere de biçtirmedim ellere

On beşinde yar sevdim de sevdirmedim ellere.”

Türküsünü mırıldanarak söylerken, tırpanın hışt hışt sesleriyle o bozkır ovasının içinde yapayalnız kalmıştı. Haso fikri teraslarda gezen ama hala zemin katlarda oturan kiracı gibiydi.

Cevat Nergiz

Eğitimci Yazar

İLGİLİ İÇERİKLER

Fenomen

"Keşke takipçilerinle değil insanlığınla,...

16-05-2025

Yazarlık atölyesinin bana kattıgi şeyler;

SABIR VE DİSİPLİN: Yazarlık kulübü zaman isteyen bir süreçtir....

16-05-2025

GİZLİ YANKILAR

Bir sabah uyanırsın,

Camlar buğulu,

Rüzgar eski bir...

16-05-2025

Zamanın Külünde

Kalbim bir eski saat, rüzgârla kurulu,

Çalmış zaman,...

16-05-2025

Dağların Hapsettiği Köy

Gün aydınlanmak üzereydi. Horozlar ötüyor, Köpekler havlıyordu....

16-05-2025
Devamı >>
Etiketler :
hikaye yazarlık atölyesi köy İnsan
Geri Bildirim

İletişim

Adres:
Hamidiye Mahallesi 4204. Sokak No26 Akdeniz/MERSİN

Telefon
3242323860


e-Posta Göndermek İçin Tıklayın
MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.