Fenomen

"Keşke takipçilerinle değil insanlığınla, alçakgönüllülüğünle tanınsaydın. Seni takibi bırakıyorum."

16.05.2025 41

Fenomen

Sosyal medyada takipçisi bir milyondan fazlaydı. Çektiği rels videoları binlerce izleniyordu. Onu görenler kendisiyle fotoğraf çektirmek için yarış yapıyordu.

Bu duygular on yedi yaşındaki Eylül'e içten içe büyük bir mutluluk veriyordu. Ara ara kibir duygusu da onu yokluyordu. Başkalarına karşı havalı görünmesini, az takipçili kişileri küçük görmesini, onlarla eğlenmesini istiyordu.

"Eylül, senin gibi ünlü bir fenomenin az takipçili kişilerle ne işi olabilir? Hele onları geri takip gibi basit bir davranışın içine girmen asla kabul edilemez. Sen büyüksün, sen çok büyüksün!"
Eylül aynanın karşısında kendisine bakıyordu. Yüzü gergindi. Sevimsizdi. Milyonu aşkın takipçi, videoları üzerinde esen beğeni rüzgarları bu düşünceyi fısıldıyordu.

Eliyle saçlarını düzeltti. Yüzünü yıkadı. Aklında yeni bir rels videosu vardı. Ne yapması gerektiğini iyi biliyordu. İşinin uzmanıydı.

Kamerasını aldı. Rels videolarını çeken arkadaşını aradı. Ayla, fotoğrafçılık bölümünü okuyordu.

"Ayla ormanın girişinde buluşalım, olur mu?"

"Tamam Fenomen Eylül hemen oraya geçiyorum."

Biraz sonra akşam serinliği hissediliyordu. Güneş ağaçların ardından kayboluyordu. Ortamı bir kızıllık kaplıyordu. Çekim için oldukça elverişli bir zamandı.

Çekime hazırlanırken bir araba durdu. On iki yaşında bir erkek çocuk arabadan indi. Yanına doğru koşarak geldi.

"Eylül abla ben senin takipçinim. Videoların çok eğlenceli ve eğitici. Seni seviyorum. Senden bir şey isteyebilir miyim?"

Eylül de Ayla da şaşkınlıkla birbirine baktı. Onun masum yüzü Eylül'ün nefsindeki kibir kapısını kapattı. Ona sevgiyle baktı.

"Tabi ki isteyebilirsin, seni dinliyorum."

"Şey abla sen de beni takip eder misin?"

Söz havada yankılandı. Bir hortum olup Eylül'ü içine çekti. Gözleri daldı.

"Kaç takipçin var?"

"Bin takipçim var."

"Benden seni takip etmemi istiyorsun öyle mi? Takipçin kadar değerlisin kızım, karşımda durma. Seni takip etmem mümkün değil."

Hiç böyle beklemiyordu. Üzüldü. Dudaklarından şu sözler döküldü.

"Keşke takipçilerinle değil insanlığınla, alçakgönüllülüğünle tanınsaydın. Seni takibi bırakıyorum."

Bir fenomenin kendisine yaptığı onur kırıcı davranışı hatırlamıştı. Çok üzülmüş, küçük düşürülmüştü. İnsanların egolarının kurbanı olmalarının ne kadar kötü ve kırıcı bir sonuca neden olduğunu gözleriyle görmüştü.

O günden sonra azim ve kararlılıkla çalışarak kendisi de fenomen olmuştu. Şimdi karşısında masum bir çocuk vardı. Gülümsedi.

"Sosyal medyada kullandığın adın ne kardeşim?"

Çocuk çok heyecanlandı. Dudakları titreyerek cevap verdi.

"Ali Gül ablacığım."

Eylül telefonunu çıkardı. Hesabını açıp Ali'yi buldu. Gülümseyerek ona baktı.

"Takibe aldım Ali, gel bu rels videosunu da birlikte yapalım." dedi.

Ali dünyanın en mutlu insanıydı. Eylül onun yüzünde esen mutluluk rüzgarıyla gülümsedi. Kendisi de mutluydu.

O gün Ali'yle çektikleri video en çok izlenen videoları arasına girdi.

Akşam evde aynanın karşısındaydı. Yüzü gülümsüyordu. Mutluydu. Kibir yüzü gerginleştirip sevimsiz yaparken tevazu yüzü sevimli yapıyordu.

Seyit Ahmet Uzun

Eğitimci, yazar, şair, masal terapisti