Bir sabah uyanırsın,
Camlar buğulu,
Rüzgar eski bir şarkı fısıldar...
Ve anlarsın:
Bu ses, bir zamanlar senin olan,
Çoktan gitmiş, ama kalbinde yaşamaya devam eden biri gibi.
GİZLİ YANKILAR
Bir sabah uyanırsın,
Camlar buğulu,
Rüzgar eski bir şarkı fısıldar...
Ve anlarsın:
Bu ses, bir zamanlar senin olan,
Çoktan gitmiş, ama kalbinde yaşamaya devam eden biri gibi.
Hatıralar,
Sessiz misafirlerdir ruhunun derinliklerinde.
Kapıyı çalmazlar,
Çünkü hep içlerdedirler,
Bir fincan kahvede,
Yağmur sonrası beliren bir sokak lambasında,
Gölgesi düşmüş bir çocuğun masum bakışlarında yaşarlar.
Sen unuttum sanırken,
Onlar büyür, içinin en karanlık köşelerinde,
Bir çiçek gibi değil,
Kökleri derinlere inen bir ağaç gibi,
Sarsılmaz bir sabırla beklerler.
Bir gülümseme,
Hiç bilmediğin bir koku,
Rüzgarda savrulan bir fısıltı...
Ve zaman aniden geri sarar.
Kalbin, yıllar öncesine düşer,
Daha kimse gitmemişken,
Her şey olduğu gibi dururken...
O an,
Anlarsın ki hatıra dediğin şey,
Unutmakla değil,
Derinlemesine yaşamakla ilgilidir.
Ne çok şey kalır geride,
Dönüp bakmasan bile...
Ve en sonunda,
İnsan, anılarında yaşamaya devam eder,
Orada ağlar gizlice,
Orada tebessüm eder, kırık bir huzurla.
Çünkü bazı anlar asla geçmez,
Onlar sadece susar, içimizde yankılanırlar.
RİHEM HEMEM