Kalbim bir eski saat, rüzgârla kurulu,
Çalmış zaman, çalarken kırılmış kolu.
Bir “keşke” takılır dilimin ucuna,
Boşluğa fısıldar, kaybolur soluğu.
Zamanın Külünde
Dün bir ateş yaktım, ellerim titrek,
Közler zaman dedi, yandı her emek.
Bir anı ararken küller içinde,
Baktım ki ömrüm gitmiş, hepsi emanet.
Gölgesi uzunmuş meğer bir saniyenin,
Daldım düşlere, dibe vurdum yine.
Bir kum saatiymiş meğer yüreğim,
Çevir dur, boşa döner hep içine.
Kalbim bir eski saat, rüzgârla kurulu,
Çalmış zaman, çalarken kırılmış kolu.
Bir “keşke” takılır dilimin ucuna,
Boşluğa fısıldar, kaybolur soluğu.
Ey vakit, bir sarhoş gibi savrulan,
Ne umut bıraktın, ne de hatır soran.
Şimdi yıkık bir bahçede ararım seni,
Diken büyütmüşüm, gül sanmışım zaman.
Artık duramam, yol bitmiş, iz silinmiş,
Avuçta kum kalmış, düşler ezilmiş.
Yine de bir nefes, yine de bir düş,
Belki de pişmanlıkla insan büyümüş.